Anne Baba Tutumları
Ebeveynlerin çocuklarına yönelik yaklaşımları, davranışları ve çocuklarıyla iletişime geçme yöntemleri anne baba tutumları başlığı altında değerlendirilmektedir. Genel olarak bu tutum iki güçlü temele bağlıdır. Anne ve babanın gösterdiği yakınlık, destek ile çocuğa koyduğu sınırlar temel olarak tutumları oluşturur. Çocuğun kişiliğinin temelleri ilk 5-6 yıl içerisinde yüzde 80 oranında oturur. Anne ve babanın tutumları çocukların kişilik özelliklerinde belirleyici rol oynamaktadır. Çocuğun kişilik gelişiminin olumlu seyirde olması ve ruhsal gelişiminin sağlıklı bir zemin üzerinde ilerlemesi için anne baba çocuk ilişkisinin sevgi temeline oturtulması, anne babanın çocuğa sınır koyabilen aynı zamanda gelişmesi için gerekli alanı sunan bir aile ortamı sağlaması gerekmektedir. Bu gelişim süreci içerisinde anne babalar birbirinden farklı pek çok davranış kalıbı geliştirirler ancak ebeveynlik üzerinde yapılan araştırmalarda anne babaların bazı ortak davranışlar sergiledikleri de belirlenmiştir. Bu ortak tutum ve davranışları olumlu ve olumsuz tutumlar olarak ele almak mümkündür.
Olumlu Anne Baba Tutumu
Olumlu anne baba tutumu, destekleyici, kabul edici ve demokratik bir tutum olarak kabul edilir. Burada anne ve baba çocuklarını desteklerken sınır koymayı da ihmal etmezler. Tüm iletişim kanallarının açık olduğu bu tutumda her çocuğun kendine has bir birey olduğu kabul edilir. Bu tutumla beraber çocuklar aile içerisinde kendisinde sunulan seçenekler dahilinde özgür bir biçimde yetişme ve yeteneklerini en üst düzeye çıkarma fırsatı yakalarlar. Olumlu anne baba tutumunda çocuğa aile içinde eşit haklar verilir ve çocuğun fikirlerini açık bir şekilde ifade etmesi sağlanır. Bu tarz yaklaşımda çocuğun öz saygısı gelişir ve ileride kendine güvenen bir birey olarak yetişir.
Olumsuz Anne Baba Tutumu
Aşırı koruyucu, hoşgörülü, ihmalkar, otoriter ve tutarsız ebeveyn davranışları olumsuz tutum olarak kabul edilmektedir. Özellikle tutarsız davranışlar en olumsuz olan davranışlar olarak ele alınır. Çocuk tutarsız davranışlar karşısında yapması gerekenlerden emin olamaz ve ebeveynlerinden aldıkları geri dönüşlere göre farklı davranışlar geliştirir. Zaman içerisinde bu durum çevresine güvenmeyen ve kararsız bir birey olmalarına neden olur. Aşırı hoşgörülü tutumdaysa, çocuklara sınır konmaz, “hayır” denmez, çocuklarını üzülmekten koruduklarını hatta onların psikolojik bütünlüğünü koruduklarını düşünen ebeveynler aslında olumsuz duygularla başa çıkmayı öğrenemeyen, sosyal ortamlarda nasıl davranacaklarını bilemeyen ve sahip oldukları güç ile ilgiili abartılı duygulara kapılmış, sadece kendi ihtiyaçlarını önemseyen bireyler yetiştirirler. Otoriter tutuma sahip ebeveynler ise çocuklarını ve onların davranışlarını kabul etmekte zorlanırlar. Bu tutumda çocuğun her davranışı ebeveyn tarafından denetlenir. Bu tarz bir yaklaşımda çocuk sürekli olarak kendini gözetim altında hisseder. Bu da çocuğun ilerde kendinden güçsüzleri ezen, otoriteye karşı korkak ve çekinik olmasının önünü açar. Bazı durumlarda sürekli biri tarafından denetime ve kontrol mekanizmasına alışan çocuklar ergenlik döneminde alışık oldukları yöntemi uygulayan yani sadece itaat isteyen yanlış grupların eksenlerine girebilirler.