Uzm. Psikolog Esin ÖZER BAKIR

Çocuklarda İçedönüklük ve Özgüven Gelişimi

Çocuklarda içe dönüklük genellikle okul döneminde belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Çocuğun tanıdığı ve alıştığı ortamdan uzaklaşması ile birlikte içe kapanması normal olarak algılanabilir. Bu dönemde çocuğa yeni çevresine uyum sağlayabilmesi için biraz zaman verilebilir. Yeni bir ortama giren çocuğun daha önce karşılaşmadığı insanlarla, kavramlarla ve durumlarla karşılaşması sebebiyle ihtiyaç duydukları süreç  normal kabul edilebilir ancak uzun vadede bu durumun gözlemlenmesi önemlidir. Sürecin uzaması halinde duruma müdahale edilmesi gerekebilir.

 

Aile Eleştirisi Çok Önemli

 

Çocuklarda içedönüklük ve özgüven gelişiminde ebeveynlerin takındığı tavrın doğrudan etkili olduğu unutulmamalıdır. Özellikle ailenin yeni bir çevreye adapte olmaya çalışan çocuğa nasıl bir tavır sergilediği çocuğun bu süreci rahat bir şekilde atlatabilmesi için önemlidir. Çocukların sürekli olarak eleştirilmesi, akranları ile ya da kardeşleri ile kıyaslanması içedönüklüğün nedenlerinden birisi olurken bu durum aynı zamanda özgüven gelişimini de doğrudan etkiler. Çocuğun içedönük olduğunu düşünen ailelerin sabırsız davranmaması, yapıcı eleştirilere ağırlık vermesi, çocuğa baskı kurmaması ve mümkün olduğunca destekleyici ve cesaretlendirici bir yaklaşım sergilemesi önemlidir. Sürekli olarak cezalandırılan ya da eleştirilen bir çocuk bu durumu kanıksayarak kendinden emin olduğu durumlarda bile pasif kalmaya başlayabilir ve bu davranış değişimi çocuğun tüm hayatına yansıyarak çocuğun geleceğini de etkileyebilir.

 

Farkındalık Önemli

 

Aileler bir noktada çocuklarına sabırsız yaklaşabilirler. Bu elbette ebeveynlerin çocukları için en doğru ve güzel olduğunu düşündükleri hayatı istemelerinden kaynaklanır ve temelde iyi niyet barındırır. Oysa çocukların hata yapabilme özgürlüğünün yetişkinlerden daha fazla olması gerektiği, sorumluluklarını yerine getirmeyen ya da getiremeyen çocuklara yetişkin gibi davranmanın uzun vadede olumsuz sonuçları olacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Hata yapmaktan korkan bir çocuk yeni bir ortama girdiği zaman bu ortamı keşfedemez, yeni insanlarla iletişim kuramaz ve kendisini gösteremez. Bu korku çocuğun her zaman geri planda kalmayı tercih etmesine neden olabilir. Özellikle mükemmellik beklentisinin çocuğa aşılanması ile çocuk kendisini sürekli başkaları ile kıyaslamaya, beğenmemeye ve bu nedenle de sosyal olarak pasif kalmaya başlar.