(DEHB)
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu günümüzde, neredeyse her sınıfta bir tane öğrencide görülen bir bozukluktur. Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite ya da ikisinin bir arada görüldüğü Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olarak üç şekilde kategorize edilebilir. Bu bozukluğun olduğu çocuklarda, sadece dikkat problemleri, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik (kendini kontrol edememe, içinden geldiği gibi davranma) konularında değil akademik bir takım problemler de görülmektedir. Bu durum, davranışla ilgili olan sıkıntıların yanı sıra, okul problemlerini de gündeme getirmektedir.
Hiperaktif çocuğu diğerlerinden ayrıcı birtakım özellikler vardır. Bunlardan en tipik olanlar, unutkanlık (kitabını, defterini unutma), sınıfta gezinme, sık sık etrafını rahatsız edici davranışlarda bulunma, sakarlık, öğretmeni sık sık sorular sorarak zorlama, amaçsız aşırı hareketliliktir. İlkokul 1. kademede rahatsızlık genelde hiperaktivite şeklinde kendini gösterirken, 2. kademe dikkat eksikliği ön plana çıkmaktadır.
Bu Çocuğa Nasıl Yardım Edilebilir?
Ailenin ve öğretmenin bilgi sahibi olmaması, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda önemli bir problemdir. Aile bunun bir bozukluk olduğunu kabullenmede güçlük yaşar ve sorunu erteler. Sorun ertelendiğinde, ergenlik çağına gelmiş ve sigara/madde kullanımı olan, riskli davranışlar sergileyen (hızlı araba kullanma, antisosyal davranışlar, yaralanma, polisle problem yaşama) kişilerle karşı karşıya kalma ihtimalimiz artar. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar ileriki meslek hayatlarında da ciddi sıkıntılar yaşarlar. Çok sık iş değiştirme, otoriteden emir almaktan hoşlanmama, verilen işi istenen sürede yapamama, konsantre olamama gibi durumların yanı sıra suça eğilim de önemli bir problemdir. Bu anlamda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olduğundan şüphelenilen çocuğun tespiti ve bir uzman tarafından tanı konup, tedaviye başlanması son derece önemlidir. Ailenin ve öğretmenin tutumları var olan durumu şiddetlendirebilir. Bu noktada, ailenin ve öğretmenin çocuğu yaramaz, tembel, beceriksiz ve işe yaramaz olarak düşünmesi, yaptığı davranışları her zaman olumsuz değerlendirmesi farkında olmadan durumu şiddetlendirecektir.
Okulda Yapılması Gerekenler
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar, duygusal, sosyal, gelişimsel ve öğrenme zorluklarıyla karşılaşabilirler. Öfke ve agresyonları yoğundur. Ancak şunu unutmamak gerekir, aşırı hareketli olmak ve dikkatlerini yoğunlaştırmada zorluk yaşamak, çocukların ellerinde olmadan yaptıkları davranışlardır. Öğretmenin ve ailenin yaklaşımı bu anlayış çerçevesinde olursa, çocukların uyumu kolaylaşır. Peki hep olumsuz olarak görülen bu durumun artıları var mıdır? Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların güçlü yanlarını vurgulayarak uyum sürecini kolaylaştırabiliriz. Güçlü yanları, görsel yeteneklerinin baskın olması, canlılıkları ve dayanma güçlerinin fazla olması, üreticilikleri ve aktivitelerde başarılı olmaları (özellikle spor dallarında) olarak sıralanabilir. Öğretmen, çocuğun bu özelliklerini olumlu yönde pekiştirip geliştirebilir.
Son olarak, çocuğa Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısı konulduğunda, anne baba tutumlarının düzenlenmesi, terapi, gerekli olunan durumlarda ilaç kullanımıyla yaşanabilecek sıkıntılar minimum düzeye indirilebilir. Öğretmenin, çocuğu tanıması, ona fırsat tanıması, özelliğine uygun olarak davranmasıyla çocuk, topluma kazandırılacaktır.